Kategori: Genel

İlişkiyi Kurtarmanın 7 Yolu

İlişkiyi Kurtarmanın 7 Yolu

İlişkiniz tek düze mi ilerliyor? Artık eskisi kadar heyecan duymuyor musunuz? İlginizi kaybetmeye mi başladınız? Her zaman yanı yerlere gidiyor, her zaman aynı şeyleri mi yapıyorsunuz? Sevgilinizi artık sevmediğinizi düşünebilirsiniz ama bunun bir nedeni ilişkinizin monotonlaşması da olabilir. Monotonluk, hem ilişkilerin hem de evliliklerin bitmesindeki en büyük ve en önemli sebeplerden biridir. Peki, bu durumda ne yapacaksınız? İlişkinizi monotonluktan ve bitmekten kurtarmanın 7 yolunu bu yazımızda listeledik.

1)Yeni Deneyimler Yaşayın

İlişkinizin bitmek üzere mi yoksa yalnızca tek düzeliğe doğru mu gidiyor olduğunu anlamanın yolu, sevgilinizle yeni deneyimler yaşamaktır.  Bu bungee jumping de olabilir birlikte bir dans kursuna da katılabilirsiniz. İlişkinize heyecan katacak aktiviteler her ikinize de iyi gelecek. Eğer bunlar da etkili olmuyorsa, o halde ilişkinizin kullanma ömrü dolmuş olabilir.

2) İletişim Kurun 

Çiftlerin ilişkilerini bitirmelerindeki en büyük nedenlerden biri de iletişim kurmakta zorlanmalarıdır. Bazen birbirimizle konuşmayı, yaşadıklarımızı paylaşmayı öyle unutuyoruz ki, çift olmaktan çıkıp bireye dönüşüyoruz. Bu da zamanla birbirimizden sıkılmamıza, ilişkilerin de bitmesine neden oluyor.

3) Değerinizi Gösterin 

Onu sevdiğimi nasılsa biliyor demeyin. Her fırsatta sevginizi göstermekten, küçük sürprizler yapmaktan, özel günler dışında da onu düşündüğünüzü ve değer verdiğinizi belli eden ufak hediyelerle aranızdaki ilişkiyi güçlendirin.

4) Tutkuyu Arttırın 

İlişkileri bitiren en büyük nedenlerden biri de aradaki çekimin ve tutkunun yok oması. Artık nasıl olsa evlendik ya da uzun zamandır birlikteyiz diyerek eskisi kadar kendinize özen göstermiyor, aranızda bir çekim yaratmıyorsanız, ilişkinizin son kullanma tarihi de yaklaşıyor demektir.

5) Eskileri Unutun 

Çiftlerin tartışma sırasında en çok yaptıkları hatalardan biri sürekli eski olayların gündeme getirilmesidir. Bu, ufak tartışmaların bile giderek büyümesine, çözümsüz bir hale gelmesine yol açar.

6) Heyecan Katın 

Yatak odanızı değiştirin, duvarlarda ya da nevresim takımlarınızda kırmızıyı kullanın. Birlikte uyuduğunuz mekana heyecan katın.

7) Empati Kurun 

İkili ilişkileri zora koşan en büyük nedenlerden biri empati kurmayı unutmamızdır. Oysa karşınızdaki insanı anlamak ve aynı yolda devam edebilmek için empati kurmak, kendinizi karşınızdaki insanın yerine koymak oldukça önemli.

Kaynak: https://www.asortik.net/iliskiyi-kurtarmanin-7-yolu-1990

Açken Su İçmenin Faydaları

Açken Su İçmenin Faydaları

Sağlıklı kalmak için her gün en az 2- 2.5 litre su içmek önemli. Organların işlevlerini yerine getirmesi, metabolizmanın hızlanması, yağ yakımının hızlanması ve daha birçok faydası bulunan su tüketimi, açken içildiğinde de birçok fayda sağlıyor. Beynimizin %90’lık kısmı ve vücudumuzun %75’lik kısmını su oluşturuyor. Su içmenin ne kadar önemli olduğunu bu oranlara bakarak anlayabiliriz. Özellikle diyet yapanlar için bu süre zarfından açlığı bastırmak, öğünlerde daha az yemek için  açken su içmek oldukça önemlidir.

Sabahları uyandığınızda, saatlerce dinlenen vücudunuz için güne 2 büyük bardak su ile başlamak oldukça yararlı. İçerisine birkaç damla limon da damlatarak suyunuzu alkali hale getirebilirsiniz. Vücuttaki zararlı maddelerin daha hızlı atılması için, sabahları açken su içmek gerekiyor. Metabolizmanızı hızlandırmak için de uzmanlar yine sabahları güne su içerek başlamanızı tavsiye ediyor.

Suyun Önemi 

Özellikle sigara, alkol gibi alışkanlıklarınız varsa ya da sağlıksız besinler tüketiyorsanız su içmenin önemi de iki kat artıyor. Vücutta bu maddelerin ve kötü besinlerin bıraktığı etkilerden bir an önce kurtulmak ve toksinlerin vücuttan daha hızlı atılmasını sağlamak için suya gereken önemi vermek gerekiyor. Açken su içtiğinizde, bu etkisi de artış gösteriyor. Suyun bir diğer faydası da cildinize olan katkılarıdır.

Cildinizin gerginliği ve güzelliğini korumak, özellikle kış aylarında ciltteki kurumaları önleyen suyu, açken içtiğinizde bu etkileri de daha hızlı kendini gösteriyor. Açken su içmenin bir diğer faydası da kilo vermeye yardımcı olmasıdır. Özellikle açken içilen su, daha hızlı yağ yakmanıza ve daha uzun süre tok kalmanıza yardımcı oluyor. Diyet yaparken kilo verememekten, sık sık acıkmaktan şikayetçiyseniz, bu durumu aç karnına bol bol su içerek çözebilirsiniz. Midenizin mi yoksa duygularınızın mı acıktığını anlamak için acıktığınızda 1 büyük bardak su için ve 5 dakika sonra hala aç hissedip hissetmediğinize bakın. Duygusal açlığınızın bunun üzerine ortadan kalkacağını göreceksiniz.

Kaynak: https://www.asortik.net/acken-su-icmenin-faydalari-1987

Emziren Annelerde Gaz Yapan Yiyecekler Nelerdir?

Emziren Annelerde Gaz Yapan Yiyecekler Nelerdir?

Hamilelik dönemi; bir insanın, daha doğrusu bir bayanın hayatında ki en güzel fakat aynı zamanda en zor dönemlerinden birisidir. Bu nedenle, hayatın daha önce ki dönemlerinden biraz daha farklı bir dönem olduğu için, dikkat edilmesi gereken pek çok konu vardır. Hamilelik dönemi kadar, emzirme dönemi de oldukça önemli bir dönemdir. Bu yüzden bu dönemde, özellikle beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmelidir. Anne sütü bebeğin sağlığı ve beslenmesi açısından en sağlıklı gıdaların başında gelmektedir. Annelerin tüketmiş olduğu gıdaların, bebeğin üzerinde doğrudan etkisi olduğu da önemli bir gerçektir ve kesinlikle göz önünde bulundurulması gerekir.

Emziren Annelerin Dikkat Etmesi Gerekenler

Hamilelik dönemi boyunca olduğu gibi, emzirme döneminde de annenin dikkat etmesi gereken pek çok konu vardır elbette. Bu konuların başında sağlıklı ve dengeli beslenmek geliyor elbette. Emzirme döneminde anneler nelere dikkat etmelidir?

  • Bu dönemde anneler dengeli beslenmeli ve hiçbir şekilde öğün atlamamalı. Ayrıca günde 6 öğün beslenmek de bu dönemde faydalıdır.
  • En başta su olmak üzere günde 4 litre sıvı tüketilmeli. Bunun nedeni, sıvı tüketiminin anne sütünü arttırmasıdır.
  • Taze sıkılmış meyve suyu ve su gibi faydalı ve besleyici içecekler tüketilmelidir.

Emziren Annelerin Beslenme Alışkanlıkları Nasıl olmalıdır?

Emziren anneler, bu dönemde bol miktarda sıvı tüketmelidir. Bunun dışında; enerji veren yiyeceklerin tüketilmesi de sütün artması açısından önemlidir. Patates, ekmek, pirinç gibi nişasta açısından zengin gıdaların tüketilmesi önemlidir. Ayrıca; süt, yoğurt, peynir gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketmek de süt artırımı açısından oldukça faydalıdır.

Emziren Anneler Hangi Yiyecekleri Tüketmemeli?

Emziren annelerin en çok sıkıntı çektikleri konulardan birisi de, gaz problemidir. Bu dönemde tüketilmesi sıkıntı olabilecek gıdalar ise şunlardır;

  • Haftada 2 adetten fazla ton balığı tüketmek emzirme döneminde ki annelerde gaz problemine neden olan gıdalardan birisidir,
  • Baharatlı yiyeceklerden de bu dönemde uzak durulmalıdır. Örneğin patates cipsi, baharatlı yemekler gibi
  • Brokoli, soğan, lahana gibi gaz problemine neden olacak gıdalardan da uzak durulması, bu sorunun önüne geçmek açısından önemlidir.

Kaynak: https://www.asortik.net/emziren-annelerde-gaz-yapan-yiyecekler-nelerdir-1702

Brokoli Çorbası Nasıl Yapılır?

Brokoli Çorbası Nasıl Yapılır?

A, B6, B12, C vitaminleri, demir, kalsiyum, magnezyum içeriği ile kış aylarının en sağlıklı ve en faydalı sebzelerinden biri olan brokoli, diyet listelerinin de olmazsa olmazlarındandır. Hem tadı güzel olup hem de kalorisi düşük olan bir yiyecek olan brokolinin 100 gr’ı 33 kalori olan brokoli; 2.8 gr protein ve 7 gr karbonhidrat içermektedir. Bu bilgileri verdikten sonra; brokoli ile hazırlanan yemekler arasında favorimiz olan ve son yıllarda oldukça da popüler olan bir tarif vermek istiyorum. Kış hastalıklarından korunmak ve ağzınızı tatlandırmak için aileniz ve misafir sofraları için hazırlayabileceğiniz bir çorba; brokoli çorbası. Peki, nasıl hazırlanır?

Malzemeler (6-8 kişiliktir)

  • Bir kilo brokoli
  • 2 orta boy patates
  • 2 küçük boy havuç
  • 1 büyük boy soğan
  • 2.5 su bardağı süt
  • 2.5 çorba kaşığı krema
  • 1.5 çorba kaşığı un
  • 6 su bardağı su
  • 3 çorba kaşığı ayçiçek yağı
  • 2 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı karabiber

Brokoli Çorbası Tarifi

Çorbayı hazırlamak için ilk olarak brokolilerin çiçeklerini ayırıp iyice yıkayıp temizleyelim. Soğanı yemeklik doğrayalım. Havucu ve patatesi de küp küp doğrayalım. Bir tencereye sıvıyağı alıp altını yakalım. İçerisine yemeklik doğradığımız soğanları atalım ve sotelemeye başlayalım. Ardından havuç ve patatesleri de alalım ve soğanlar pembeleşirken brokolileri de ilave edelim. Tüm sebzeleri 5 dakika kısık ateşte kavurduktan sonra üzerlerini geçecek kadar su ilave edelim ve orta ateşte kaynayana kadar pişirelim.

Çorbanın suyu kaynamaya başlayınca suyunu süzelim. Bu sırada başka bir tencereye de sıvıyağ koyup içerisine unu alıp altını yakalım ve kavurmaya başlayalım. Ardından sütü yavaş yavaş içerisine ilave edip karıştırmaya da devam edelim. Kaynamaya başlayınca içerisine haşlanmış sebzeleri de atalım ve karıştırmaya devam edelim. Bir kenara ayırdığınız sebze suyundan da 2 su bardağı kadar tencereye alıp biraz daha pişirelim ve altını kapatalım. Çorbayı blender’dan geçirdikten sonra tuzunu ve baharatlarını da ilave ettikten sonra sıcak olarak servis edelim. Afiyet olsun…

Kaynak: https://www.asortik.net/brokoli-corbasi-nasil-yapilir-1982

Kıbrıs Tatlısı Tarifi

Kıbrıs Tatlısı Tarifi

Yaz kış demeden her mevsim aileniz ve misafirleriniz için hazırlayabileceğiniz pratik bir tatlı tarifimiz var; Kıbrıs tatlısı tarifi. Hazırlanışı birkaç aşamadan oluşuyor görünse de, yapımı göründüğü kadar zor ya da uzun sürmüyor. Evdeki herkesin seveceği hafif ve pratik bir tatlı arıyorsanız, siz de Kıbrıs tatlısı olarak bilinen bu lezzetli tatlıyı deneyebilirsiniz. Hazırlarken dikkat etmeniz gereken belki de tek nokta tatlının bir gece önceden hazırlanması gerektiği. Vaktiniz yoksa, en azından 5-6 saat önce hazırlamaya dikkat etmelisiniz. Bekledikçe tadı daha da lezzetli hale gelen Kıbrıs tatlısının nasıl hazırlandığını merak ediyorsanız, yazımızı okumaya devam edebilirsiniz…

Malzemeler 

Şerbeti için;

  • 2 su bardağı su
  • 1.5 su bardağı şeker
  • 1 paket toz vanilin

Keki İçin;

  • 2 adet yumurta
  • 1/2 su bardağı şeker
  • 1/2 su bardağı ayçiçek yağı
  • 1 su bardağı galeta unu
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 su bardağı Hindistan cevizi
  • sıvı yağ
  • 1 su bardağı ceviz

Muhallebisi için;

  • 1 paket vanilin
  • 1 su bardağı nişasta
  • yarım su bardağı şeker
  • 1 paket krem şanti
  • 5 su bardağı süt

Kıbrıs Tatlısı Nasıl Yapılır? 

Tatlıyı hazırlamaya başlamadan önce şerbetini hazırlamak için tencereye aldığımız derin bir tencereye şekeri ve suyu alıp kaynamaya bırakalım. Ocaktan almadan birkaç dakika önce içerisine toz vanilini de koyup altını kapatalım. Şerbet soğurken biz de bu sırada kekini ve muhallebisini hazırlayalım. Kekini hazırlamak için bir kaba yumurtaları alalım. Ardından içerisine toz şekeri de ilave edip çırpıcı ile yumurtalar beyaz rengini alana kadar çırpalım. Daha sonra içerisine toz vanilini ve kabartma tozunu,ardından da yavaş yavaş unu ilave edip çırpmaya devam edelim.

Yağlı kağıt serdiğimiz ya da yağladığımız borcama hazırladığımız kek karışımını dökelim. Önceden 180 derecede ısıtılmış fırında 20-25 dakika kadar pişirelim. Kıbrıs tatlısı için hazırladığımız kek fırında pişerken, biz de muhallebisini hazırlayalım. Bir tencereye aldığımız sütün içerisine şekeri ve ardından nişastayı ilave edip karıştırarak pişirmeye bırakalım. Kaynadıktan sonra altını kısıp 2 dakika sonra kapatalım. Fırında pişen keki çıkaralım ve  üzerine soğuyan şerbeti dökelim. Son olarak üzerine hazırladığımız muhallebiyi yayalım ve üzerini süslemek için ceviz ve hindistan cevizi serpelim. Afiyet olsun..

Kaynak: https://www.asortik.net/kibris-tatlisi-tarifi-1979

Anne Sütünü Artıran Besinler

Anne Sütünü Artıran Besinler

Bebeklerin en önemli besini anne sütü olarak bilinmektedir. Bu sütün anneden alınması da bir o kadar önemli bir husustur. Bebek ve anne için süt emmesi sağlıkları açısından önem arz eder. Annenin yaşadığı olumlu ve ya olumsuz durumlar sütünün gelmesin etkiler. Bu durumda sütünün bol gelmesi için stres ve sıkıntıdan uzak durması gerekir. Bu kendisini ve çocuğu doğru orantıda etkileyen bir faktördür. Bunu yanında annenin tükettikleri yiyecekler de aynı oranda direk süte etki eder. Bu durumda anne sütü nasıl artar sorusu akıllara gelmektedir.

Yulaf ve yulaf malzemesini içeren yiyecekler sütün kanallarda ilerlemesini hızlandırır.

Hamilelik sonrası kadar önceki döneminde tükettikleri besinler önemlidir. En önemli besinin sıvı alımı ile ilgili olduğunu söyleyebiliriz. Tüketilmesi en başta sıvı olarak su içimini fazlalaştırmak sütün çoğalma durumunu etkileyecektir. Suyun içinde bulunan mineraller bu görevi görür. Mevsim meyvelerinden oluşan hoşaf suları da aynı etkiyi vermektedir. Sıvıların bol tüketilmesi gereken bu dönemde yiyeceklerin de önemi büyüktür. Yulaf ve yulaf malzemesini içeren yiyecekler sütün kanallarda ilerlemesini hızlandırır.

Havuç, rezene, arpa ve baklagiller gibi zengin yiyecekler süt kanallarını geliştirip daha fazla süt alımını sağlamaktadır. Bu yiyecekleri öğünlere bölüp tüketmek her öğünde ayrı vitaminin alınmasını sağlayacaktır. Sarımsak, koyu yeşil meyveler, ceviz fındık gibi de yiyecekler bebeğin daha çok emmesini sağlayan yiyeceklerdir. Aynı zamanda bu yiyeceklerin tüketimi, anne hamile iken başlaması takdirde, doğum sonrasında fazla zorlanmadan olumlu sonuçlar alınmasına sebep olacaktır.

Kaynak: https://www.asortik.net/anne-sutunu-artiran-besinler-1836

Karanlığın 50 Tonu Vizyon Tarihi

Karanlığın 50 Tonu Vizyon Tarihi

Grinin Elli Tonu serisinin devam filmi Karanlığın 50 Tonu, iki yıl aradan sonra 10 Şubat 2017’de vizyona girmeye hazırlanıyor. Başrollerini Dakota Johnson ve Jamie Dornan’ın paylaştığı film, serinin ilk filmindeki ayrılığın ardından gelişen olayları konu alacak. Kitaba bağlı kalarak ilerleyen filmde Anastasia, Christian ile yaşadığı ilişkisini geride bırakmaya çalışacak. Tabi bu o kadar da kolay olmayacaktır. Serinin devam filminde ayrılıklarının ardından yeniden bir araya gelecek olan çifti, Christian’ın geçmişi de rahat bırakmayacak. Kıskanç kadınlar ve Grey’in eski ilişkileri, aşklarına karanlık bir gölge gibi düşüyor.

Karanlığın 50 Tonu Fragmanı 

Fragmanda da gördüğümüz gibi, serinin devam filmi Karanlığın 50 Tonu’nda Anastasia ve Christian bir maskeli baloya katılacak. Filmin yönetmen koltuğunda James Foley oturuyor. Bu filmde oyuncu kadrosuna birkaç isim daha dahil oluyor. Kitap serisinde yer alan ve Grey’in hayatını etkileyen Elena karakterini Kim Basinger canlandıracak. Çok satan romanlar arasında yer alan Grinin 50 Tonu vizyonda hasılat rekorları kırdıktan sonra, ikinci filmin vizyona girmesi için iki yıl ara verildi. Bir önceki film toplamda 558 milyon gişe hasılatı elde etmişti. Serinin devam filminin daha fazla özenle çekildiği ve daha fazla hasılat beklendiği konuşuluyor.

 

Kaynak: https://www.asortik.net/karanligin-50-tonu-vizyon-tarihi-1975

Havlu Kenarı Örnekleri

Havlu Kenarı Örnekleri

Çeyizlerin olmazsa olmazı dantelli havlular ve farklı tasarım el işi havlu kenarı örnekleri hakkında sizler için araştırma yaptık. Genç kızların çeyizleri için hazırlanmış birbirinden güzel modeller arasında dantelli, tığ oyası, simli, iğne oyası, firkete oyası ve daha birçok farklı model yer alıyor. Düğün hazırlığında olan gelinlik kızlar, evindeki havlulara daha şık ve özel bir görünüm kazandırmak isteyen kadınlar için misafir geldiğinde onlara verecek şık tasarım havlular için bu yazımızda yer alan birbirinden güzel el işi havlu kenarı örnekleri bulabilirsiniz…

2017 El İşi Havlu Kenarı Örnekleri 

Dantelli ve işlemeli havlu kenarlarının modası hiç geçmez. İçinde bulunduğumuz dönemin moda renkleri ve işlemelerine uygun tasarımlar yapabileceğiniz gibi, büyük annelerimizin evini anımsatan ve dönem kokan modeller de mevcut. Özellikle sık misafir ağırlayan evlerde misafir havlusu her zaman ayrıdır. Günlük kullanımda tercih edilmeyen ve banyo dolabından misafir geldiğinde çıkarılan misafir havluları da genellikle kenarı dantel ya da oya işlemeli olur. Misafir havlularının ve çeyizlerin vazgeçilmezi olan havlu kenarı örnekleri arasında klasik havayı modern detaylar ile buluşturan en şık tasarımları; biraz zaman, biraz sabır ve biraz da el becerisi ile siz de evinizde yapabilirsiniz.

İğne Oyası Havlu Kenarı

En güzel havlu kenarı örnekleri arasında yer alan iğne oyaları, renkli ve modası geçmeyen model seçenekleri sunuyor. Kendi zevkinize göre işleyeceğiniz çeyizlik ve misafir havlularınız, artık çok daha renkli ve şık görünecek. Aileniz, misafirleriniz için yapabileceğiniz gibi, dilerseniz el becerilerinizi kullanarak yapacağınız havlu kenarlarını kendiniz için bir kazanç kapısına da dönüştürebilirsiniz. Zamanı olmayan ya da bu işlerden anlamayan kadınlar için Instagram’da bir butik açarak, düşük bütçe ile iş kurabilir, el emeklerinizi satışa çıkarabilirsiniz. Farklı ve şık alternatifler arayanlar için en güzel iğne oyası, dantelli, tığ oyası, simli ve firkete oyası havlu kenarı örnekleri galerimizde bir araya getirdik…

Kaynak: https://www.asortik.net/havlu-kenari-ornekleri-1957

Ketojenik Diyet Nedir?

Ketojenik Diyet Nedir?

Karbonhidrat alımını minimuma indiren bir beslenme şekli olan ketojenik diyet, kaliteli yağ alımını arttıran, karaciğerin vücut yağını parçalamasını hedefleyen bir diyettir. Son yıllarda özellikle kanser ya da epilepsi tedavisi gören hastalara önerilen bu diyet, günde 20 gr’a kadar karbonhidrat alımına izin veriyor. Karbonhidratın azaltıldığı, protein ve yağ alımının arttırıldığı bir beslenme şekli, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatır. Bu da, kanser tedavisi gören hastalar için oldukça önemlidir. Onun dışında günümüzün en büyük sorunu olan obezite ve obezitenin en büyük nedeni olarak gösterilen şeker ve karbonhidratların olmadığı bir beslenme programı da olduğundan, doktor kontrolünde yapıldığında oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir.

Ketojenik Diyetin Faydaları Nelerdir? 

Düşük karbonhidrat tüketimi, kan şekerindeki ani yükselmelerin önüne geçer. Ayrıca karbonhidratların neden olduğu sık sık acıkma durumu da bu diyet ile daha az rastlanan bir durum haline gelir. Karbonhidrat alımının azaltılması, kişinin daya iyi odaklanmasına, daha dikkatli olmasına ve kişinin daha etkili düşünmesine yardımcı olur. Bunun dışında, bu diyeti uygulayan bir doktorun araştırma verilerine göre, düşük karbonhidrat tüketiminin kalp damar sağlığında da iyileşme gösterdiği belirlenmiştir. LDL ve HDL değerlerinde olumlu etkileri gözlemlenen ketojenik diyet, bu yönüyle kolesterol hastalarına da önerilmektedir. Ketojenik diyetin bir diğer faydası da diyet yaparken kas kütlesinin korunmasını sağlamasıdır. Ayrıca ideal kiloya ulaşıldıktan sonraki süreçte de kilo korumaya yardımcı olduğu belirlenmiştir.

Ketojenik Diyet Nasıl Yapılır? 

Bu diyeti, yalnızca karbonhidrat alımını azaltmak olarak açıklamak mümkün değildir. Ketojenik diyeti doğru bir şekilde yapabilmek için birkaç aşamayı iyi değerlendirmeniz gerekiyor. İşe öncelikle makro değerleri hesaplayarak başlayın. Kilo ve boy oranınıza göre internetten günlük almanız gereken kalori miktarını hesapladıktan sonra; bu kalori miktarını ketojenik diyete göre makro besinlere bölüştürmeniz gerekiyor. Protein, yağ ve karbonhidratlar anlamına gelen makro besinlerin tüketimi ve miktarı bu diyette oldukça önemli. Bu diyette doğru karbonhidratı seçmek de oldukça önemli. Günlük almanız gereken kalori miktarının %5’ini oluşturacak karbonhidratlarda kan şekerini hızlı yükseltmeyen, glisemik indeksi düşük karbonhidratları tercih etmelisiniz. Ketojenik diyette günlük alınan kalorinin %35’lik kısmını proteinler, kalan %60’lık kısmını ise yağlar oluşturmalıdır.

Kaynak: https://www.asortik.net/ketojenik-diyet-nedir-1952

Hamilelik Sürecinde Merak Edilen 8 Soru ve Cevabı

Hamilelik Sürecinde Merak Edilen 8 Soru ve Cevabı

Hamilelik dönemi bayanların hem çok zorlandıkları hem de risk altında oldukları bir dönemdir. Fizyolojik olarak değişimler yaşadıkları bu döneme dair birçok sorunun da cevabını merak eden hanımlar bu süreci en kolay şekilde atlatmaya çalışıyorlar.

Hamilelikte Alınan Kilolar

Hamilelik döneminde alınan kiloların nasıl verileceği sorusunu soran hanımlar bu konuda kendilerini oldukça çaresiz hissediyorlar. Doğumdan sonra bayanlar ister istemez 4 veya 5 kilo civarında bir kiloyu kendiliğinden veriyorlar. Hamilelik döneminde alınan kilolar 6 ay ile 1 yıl arasında kendi normal haline dönüyor.

Hamile Hanımların Almaları Gereken Vitaminler

Bebek bekleyen hanımların kafasına takılan diğer soru da hamilelik döneminde almaları gereken vitaminler oluyor. Hamilelik döneminden önce folik asit takviyesi başlıyor. Hamilelik döneminde de demir takviyesi alması gerekiyor.

Hamileyken İlaç Kullanmak Sakıncalı mı?

Hamileyken ilaç kullanmanın sakıncalı olduğu durumlar bulunmakta ancak bunu siz bilemezsiniz. Kullandığınız ilaçlar varsa bunları doktor gözetiminde kullanmaya özen gösterin.

Hamileyken Spor Yapılabilir mi?

Hamilelikte hareketlerin kısıtlanması söz konusu değildir. Yavaş tempoda yürüyüşler ve egzersiz hareketler bebek için de iyi olacaktır.

Seyahat Etmek Sakıncalı Olur mu?

Birçok hamile bayan rahatlıkla seyahat ediyor. Ancak riskli bir hamilelik dönemi geçiren bir hanımsanız seyahat etmeniz uygun olmayabilir.

Doğum Nasıl Yapılmalı?

Bu soru birçok anne adayının kafasını meşgul etmektedir. Doğum yöntemine karar vermek için doktorunuzla konuşmalı ve riskleri göz önünde bulundurarak bir karar vermeniz gerekiyor. Bebeğin anne karnındaki duruş şekli doğum şeklinizi belirleyecektir.

Hamileyken İlişki Bebeğe Zarar Verir mi?

Hamileliğin ilk aylarında ve ortalarında çiftler arasında yaşanan bir ilişki kesinlikle bebeğe zarar vermeyecektir. Anne adayı kendisini rahat hissettiği sürece bu durumda herhangi bir sakınca yoktur.

Hamilelikte Folik Asit Alınmalı mıdır?

Kesinlikle tavsiye edilen bir durumdur. Çünkü bebeğin bedensel gelişimi için doktorlar alınması gerektiğini düşünüyorlar. Hamilelik öncesinde alınmaya başlayan folik asit belirli bir hafta süresince de devam ediyor.

Kaynak: https://www.asortik.net/hamilelik-surecinde-merak-edilen-8-soru-cevabi-1695